Page 63 - Enerjide Güvenilir Gelecek & Güçlü Türkiye
P. 63
Deklarasyonun uygulamaya geçirilmesi Ülkelerin yeni rekabetçilik alanlarında avantaj
için hazırlanacak kurumsal yapı ve çalışma sağlayabilecek, krizlere karşı daha dayanıklı
programı, gelecek yıl Türkiye’nin ev sahipliğinde ekonomilerin inşasına ve ekonomik ve sosyal
düzenlenecek COP31’de sunulacak. Bu kapsamda getirilerinin adil şekilde paylaşılmasına
COP31, Türkiye’nin sanayi dönüşümü stratejilerini imkan verecek “yeşil sanayileşme” modelini
güçlendirmesi ve deklarasyonun küresel işbirliği benimsemesinin küresel çapta olumlu gündem
çerçevesinde ilerlemesini takip etmesi için fırsat oluşması anlamına geldiğini belirten Özenç,
sunuyor. şöyle devam etti:
“Türkiye açısından bakıldığında, gelişmiş sanayi
altyapısı, yetişmiş iş gücü ve mevcut ticaret
bağlantıları sayesinde söz konusu işbirliğinin
avantajlı tarafında bulunduğunu söyleyebiliriz.
Sahip olduğu kısıtlı fosil yakıt kaynaklarına
dayalı bir üretim modeli yerine, yeşil sanayi
kollarındaki yetkinliklerini geliştirerek hem kendi
yenilenebilir potansiyelinden en üst düzeyde
faydalanabilecek hem de bir üretim ve ticaret
üssü olarak içinde bulunduğu bölgeye önemli
katkılar sağlayabilecektir. Böylesi bir işbirliğinin
iklim hedeflerine hizmet edebilmesinin ise ancak
fosil yakıt yatırımlarından çıkışın planlaması
ile mümkün olabileceğini akıldan çıkarmamak
gerekiyor.”
Türkiye, sanayi dönüşümünü
gecikmeden yakalamalı
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar
Merkezi Proje Koordinatörü Dursun Baş da
yaptığı değerlendirmede deklarasyonun
SEFiA Direktörü Bengisu ÖZENÇ
ağır sanayi sektörlerinde karbonsuzlaşmayı
hızlandırmak, düşük karbonlu sanayi ürünlerinin
Türkiye, yeşil sanayi yetkinlikleriyle küresel ticaretini desteklemek ve bu ürünleri
bölgeye önemli katkı sağlayabilir tanımlayacak kriterleri belirlemek için üst
çerçeve yapı oluşturduğunu belirterek, şunları
Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları
kaydetti:
Derneği (SEFiA) Direktörü Bengisu Özenç de
iklim politikalarının ekonomik kalkınmayla ele
“Türkiye’nin de imzacılar arasında olması olumlu
alınmasının Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler
bir gelişme. Deklarasyon, sanayi ile madencilik,
açısından oldukça önemli olduğunu, Belem
elektrik ve doğal gaz, hidrojen şebekesi gibi
Deklarasyonu’nun da tam olarak bu çerçeveyi,
sanayiye hizmet ve girdi sağlayan sektörlerde,
küresel bir işbirliği tasarımı yoluyla netleştirmeye
kullanıcı-talep tarafında dönüşüm ihtiyacını
çalıştığını anlattı.
ve etkin bir sanayileşme-ticaret politikasının
ertelenemez bir zorunluluk olduğunu tekrar
Özenç, ülkelerin rekabetçiliğini kaybeden,
hatırlatıyor. Zira sanayi sektörü toplam
dış kaynak bağımlılığı yüksek, ekonomik ve
emisyonların yarısını oluşturuyor. Bunun içinde
sosyal açıdan maliyetleri her geçen gün artan
çimento, cam-seramik ve çelik üretimi en büyük
fosil yakıt sektörlerine yatırımda ısrar etmek
paya sahip. Bununla birlikte, AB ortalamasının iki
yerine kendilerine özgü potansiyellerini ortaya
katı karbon yoğunluğuna sahip elektrik şebekesi
çıkaracak alanlara yönelmeleri gerektiğine vurgu
ürünlerimizin rekabet gücünü zayıflatıyor.”
yaptı.
www.time-medya.com 63

