Page 45 - Güçlü Ekonomi
P. 45
Bankacılık sektöründe bilançolar sağlıklı,
kamuda ise mali disiplin sürdürülüyor. Ayrıca, AB-Türkiye ikili ilişkileri önemli
düşük petrol fiyatları enerji harcamalarını Suriye’de devam eden gerginliğin yarattığı
azaltarak, risk olarak görülen cari açığın göçmen sorunu ile başa çıkmakta zorlanan
iyileşmesine yol açtı. Enerji fiyatlarının AB ülkeleri 2015 yılında Türkiye ile ortak
düşük seyrine devam etmesi ve TL’deki değer çalışmalara başladı ve üyelik müzakerelerinin
kaybının durması durumunda enflasyonun kaldığı yerden devam etmesi gündeme geldi.
tekrar gerilemesini bekleyebiliriz. 2016’da Bu işbirliğinin 2016 yılında da devam etmesi
ekonomik aktivite geçtiğimiz seneye göre bekleniyor. İşbirliği AB - Türkiye ikili ilişkileri
biraz daha hızlanabilir. Daha orta ve uzun için olumlu bir etken. AB üyeliği ve bu yönde
vadede ise Türkiye’nin 1980’lerden beri içinde yapılan reformlar uzun yıllardır Türkiye
bulunduğu orta gelir grubundan çıkması için ekonomisi için önemli bir çıpa. Dolayısıyla
reformlara ağırlık vermesi gerekiyor. Eğitim, üyelik sürecinin tekrar canlanması ve bu yönde
hukuk, vergi sistemi ve istihdam piyasasında atılacak adımlar ekonominin ihtiyaç duyduğu
yapısal reformların uygulamaya konması reformların hayata geçirilmesi sürecini
kritik öneme sahip. hızlandırabilir. Reformlar hem kamunun hem
de bankacılık sektörünün güçlü mali yapısı ile
2016 yılında hacimlerde birleştiğinde Türkiye yatırım çekmeye devam
sınırlı da olsa iyileşme olabilir eden bir ülke olacaktır.
Seçimlerin tamamlanması ve siyasi
belirsizliğin geçmesi ile sektörde 2015’te DenizBank olarak biz de finansal
gözlemlediğimiz ivme kaybının azalması yatırımlarımızı şekillendirirken her zaman,
beklenebilir. Ertelenen projeler, yatırım içinde faaliyet gösterdiğimiz topluma
planları hayata geçirilmeye başlanabilir. maksimum fayda sağlamak misyonunu
Bunun bankacılık sektörüne de olumlu gözetiyor ve bu çerçevede de ülkemizin uzun
yansımaları olacaktır. 2016 yılında hacimlerde vadeli kalkınma hedeflerine katkı sunacak
sınırlı da olsa iyileşme görülebilir ancak niş sektörlerin gelişimine büyük önem
makro-ihtiyati önlemler kaldırılmadıkça atfediyoruz. Bu bakış açısıyla önümüzdeki
büyüme sınırlı kalacaktır. Son dönemde beyaz dönemde de benzer yenilikçi ve sıra dışı ürün
eşya, mobilya ve eğitimde taksit sayıları ile ve hizmetler ile müşterilerimizin bankacılık
ilgili yeni düzenlemeler yapıldı, ancak bunlar alışkanlığına yeni bir boyut kazandırmaya,
sektörü rahatlatmak için tam anlamıyla beklentilerinin de ötesine geçmeye devam
yeterli değil. edeceğiz.
Türkiye’de risk ağırlıklı kalemlerin karşılık 2016 yılında sektörde rekabet
oranları çok yüksek. Basel kriterlerine konut yoğun olacak
kredileri için karşılık oranı yüzde 35 iken bu DenizBank olarak her tür bankacılık alanında
oran Türkiye’de yüzde 50. Bireysel kredilerde hizmet sunmaktayız. Banka içinde sinerjiye
Basel kriteri yüzde 75 karşılığı zorunlu büyük önem veririz. İştiraklerimiz ve uzman
tutuyor. Türkiye’de bu oran yüzde 200’lere bölümlerimiz sayesinde DenizBank Finansal
kadar çıkıyor. Eğer makro-ihtiyati tedbirler Hizmetleri Grubu olarak Leasing’den
gevşetilmezse bankacılık sektörünün karlılığı Faktoring’e, Sigorta’dan Nakit Yönetimine,
düşük seyrine devam edecek (yüzde 10-11 Personel Maaş ödemesinden, Proje
arası ROE), buna paralel sermaye yeterlilik Finansmanı danışmanlığına kadar A’dan
oranı da gerileyecek ve bankacılık sektörünün Z’ye müşterilerimizin türlü ihtiyaçlarını 2016
ekonomiye desteği azalacak. 2014 sonunda yılında da en iyi şekilde karşılamaya devam
yüzde 16.3 olan bankacılık sektörü sermaye edeceğiz.
yeterlilik oranı halihazırda Kasım ayında
yüzde 15.5 seviyesine gerilemiş durumda.
www.time-medya.com 45