Page 154 - Enerji ve Tabii Kaynaklar
P. 154
ENERJİ ÇEVRE VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
İklim değişikliği, bugün küresel ölçekte karşılaşılan en büyük sorunlarından biri olarak kabul edilmektedir.
1980’li yılların sonlarından başlayarak, insanların iklim sistemi üzerindeki olumsuz etkisini ve baskısını azaltmak için,
Birleşmiş Milletlerin ve uluslararası kuruluşların öncülüğünde çalışmalar yapılmış ve sonucunda geniş bir katılımla,
1992 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS), 1997 yılında Kyoto Protokolü (KP)
oluşturulmuştur. BMİDÇS ve KP, bir yandan insan kaynaklı sera gazı emisyonlarını sınırlandırmaya ve azaltmaya
yönelik yasal düzenlemeler getirirken, bir yandan da, uluslararası emisyon ticareti, teknoloji ve sermaye hareketleri
konusunda giderek etkin olmaya başlamıştır.
İklim Değişikliği Müzakereleri ve Türkiye
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS)
3-14 Haziran 1992 yılında toplanan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda (Rio Dünya Zirvesi)
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) imzaya açılmıştır.
Kyoto Protokolü
Japonya’nın Kyoto kentinde 11 Aralık 1997 yılında yapılan 3. Taraflar Konferansında (COP 3), dünya çapında sera
gazlarının azaltılması için bağlayıcı hedefler içeren “Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne İlişkin
Kyoto Protokolü” imzalanmıştır. 18 Kasım 2004 tarihinde Rusya Federasyonu’nun da onaylamasıyla Kyoto Protokolü
16 Şubat 2005 tarihinde fiilen yürürlüğe girmiştir.
Türkiye’nin İklim Değişikliği Müzakerelerindeki Konumu
Türkiye 1992 yılında imzaya açılan BMİDÇS’ nin orijinal metninde hem Ek-1 (tarihsel sorumluk), hem de Ek-2 (maddi
sorumluluk) listesinde yer almıştır. Türkiye, 1995 yılında gerçekleştirilen COP1 ’den 2000 yılında gerçekleştirilen
COP6’ya kadar geçen süre içerisinde gelişmekte olan bir ülke olması nedeniyle BMİDÇS’nin Ek’lerinden çıkmak
için girişimlerde bulunmuştur. 2000 yılında tutum değişikliği yapılarak Ek II’den çıkmamız ve Ek I’de özel statüyle
yer almamıza ilişkin önerimiz sunulmuştur. 29 Ekim-6 Kasım 2001 tarihlerinde Fas’ın Marakeş kentinde yapılan 7.
Taraflar Konferansı’nda (COP 7) Türkiye’nin, Ek II’den çıkıp özel koşulları tanınmış bir Ek I ülkesi olarak BMİDÇS’ye
taraf olma isteği kabul edilmiştir. 24 Mayıs 2004 tarihinde de Türkiye resmen sözleşmeye katılan 189. taraf olmuştur.
Ülkemiz halen Sözleşme’nin Ek-I listesinde özel şartları tanınmış ülke olarak yer almaktadır.
Kyoto Protokolünün yürürlüğe girdiği 2005 yılından itibaren COP toplantıları kapsamında Protokolü kabul etmiş
tarafların da toplantıları düzenlenmeye başlamıştır. 2007 yılındaki Bali Yol Haritası ile birlikte 2012 sonrası süreç
belirleme çalışmaları başladığından Türkiye’nin de masada yer alarak söz sahibi olabilmesi için (BMİDÇS) yönelik
Kyoto Protokolüne Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı” 05 Şubat 2009 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunda kabul edilmiştir. Türkiye, Kyoto Protokolü’nün 25’inci maddesi uyarınca “Katılım
Belgesi”nin tevdii tarihini izleyen doksanıncı gün olan 26 Ağustos 2009 tarihinde Protokole resmen taraf olmuştur.
2011 yılında G. Afrika’nın Durban kentinde düzenlenen 17. Taraflar Konferansı’nda, ülkemize emisyon azaltımı,
iklim değişikliğine uyum, teknoloji geliştirilmesi ve transferi, kapasite geliştirme ve finansman alanlarında sağlanacak
desteğin modellerinin belirlenmesine ilişkin görüşmelerin sürdürülmesi karara bağlanmıştır.
2012 yılında Doha’da gerçekleşen (COP 18) İklim Zirvesinde Kyoto Protokolü’nün ikinci sorumluluk döneminin 2013
yılında başlayıp 2020 yılında sona ermesine karar verilmiştir. Doha’da Türkiye’nin müzakerelerde özel durumuna
atıfta bulunulmuş, Türkiye’de düşük karbonlu kalkınma stratejilerinin geliştirebilmesi için Ek-2 ülkelerinin, özel
şartları tanınan ülkelere teknoloji, kapasite geliştirme ve finans desteğini vermesi yönünde karar alınmıştır.
2013 yılında Polonya’nın Varşova kentinde yapılan (COP 19) İklim Değişikliği Zirvesinde, Türkiye’nin teknoloji,
kapasite geliştirme ve finans desteğini alabilmesi için müzakerelere devam edilmiştir. BM Sekretaryası ile bu kapsamda
yapılan görüşmeler halen devam etmektedir.
PCB Projesi
Bu protokolün amacı;
ÇŞB Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen GEF’in finansal olarak desteklediği UNEP/MAP
Sekreterliği’nin Proje Ortaklığı çerçevesinde Akdeniz Geniş Ekosistemleri Stratejik Ortaklık Projesi kapsamında
Türkiye’deki PCB’lerin Yönetimi Projesi’nin yürütülmesine yönelik olarak ÇŞB ile ETKB ve ETKB’nın ilgili kuruluşları
olan TEİAŞ ve EÜAŞ’ın yapacağı işbirliğine ilişkin usul ve esasları belirlemektedir.
Kaynak: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
154 ENERJİ VE T ABİİ KA YNAKL AR
154
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR