Page 70 - Enerji ve Tabii Kaynaklar
P. 70
Odaklandığımız nokta, Siemens’in global yaklaşımına uygun olarak müşterilerimizin daha az enerji sarf etmesini veya
daha verimli enerji üretmesini sağlayacak çözümler sunmaya devam etmek. Enerji sektörü tüm dünyada önemli bir
dönüşüm içinde. Yenilenebilir enerji teknolojilerinin gelişimi ve maliyetlerin düşmesiyle birlikte artık her tüketicinin
aynı zamanda bir üretici olduğu, farklı bir döneme giriyoruz. Fosil kaynaklar gündemini korumakla beraber alternatif
kaynaklardan üretim, enerji iletimi ve depolama yöntemlerinin de önemi artıyor. Bu da bizi her geçen gün daha
yenilikçi, çevreye daha da duyarlı ve enerji verimli ürünler geliştirmeye yönlendiriyor. Örneğin enerjinin depolanması
yönünde ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Enerji depolama, bizim pazarımızın en büyük ihtiyaçlarından bir tanesi.
Siemens olarak özellikle rüzgâr santrallerinde kullanılabilecek depolama sistemleri çözümlerimizi geliştirdik ve bu
alandaki AR-GE çalışmalarını sürdürüyoruz. Siemens’in öncelikleri verimlilik ve inovasyon olduğu için portföyümüzü
bu yönde geliştirmeye yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Yeni yatırım hareketliliğinde 2023 hedeflerinin büyük rolü var
Sektörde birkaç yıl öncesinde başlayan ve bugün artarak devam eden yeni yatırım hareketliliğinde, 2023 için belirlenen
ekonomik hedefler büyük rol oynuyor. Bu hedefler doğrultusunda, ülkemiz enerji sektörünün 2023 yılına kadarki
toplam yatırım ihtiyacının 122 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor. Farklı enerji kaynaklarının değerlendirildiği
projeksiyonlar paralelinde, yatırımcılar da kendileri için uygun gördükleri alanlara yatırım yapıyor. Ancak yeni
yatırımlar kadar, mevcut yatırımların modernizasyonu ve enerji verimliliğine yönelik çalışmalar, dolayısıyla akıllı
şebeke sistemleri de büyük önem taşıyor. 2023 yılında Türkiye’nin 100 bin MW Kurulu güç hedefine ulaşması için
her yıl çeşitli enerji üretimlerinden 1 GW devreye alması gerekiyor. Bu yıldan başlayarak her yıl 1 GW doğalgaz, 1
GW kömür ve 1 GW rüzgâr enerjisinin devreye alınması Türkiye’nin enerji güvenliğini de garanti altına alacak bir
adım olacaktır.
Diğer taraftan lisanssız elektrik üretimi de yenilenebilir enerji sektörüne dikkate değer bir ivme kazandıracaktır.
Küçük ölçekli işletmeler veya otel, hastane gibi yapılar kendi ihtiyaçlarını kısmen veya tamamen karşılama avantajına
sahip olacak. Yatırımların geri dönüş sürelerinin azalacak olması da yatırımcıları daha çok teşvik edecektir. Lisanssız
elektrik üretiminin ülkemizdeki kurulu güç kapasitesini artırması ve yerli ürünlerin kullanımında da olumlu etkiler
yaratması bekleniyor.
Son yıllarda sayısı artan üretim lisansları kadar, enerji verimliliğine yönelik çalışmaların da arttığını görmek oldukça
sevindirici. Türkiye, sahip olduğu coğrafi konumuyla bölgenin önemli enerji koridorlarından biri. Ülkemizin cari
açığının yüzde 60’tan fazlasının enerji ithalatı kaynaklı olduğunu düşünürsek, bu çalışmaların ekonomiye olan katkısı
daha net görülebiliyor.
70
70 ENERJİ VE T ABİİ KA YNAKL AR
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR