Page 90 - Enerji ve Tabii Kaynaklar
P. 90
Nükleer enerji seçenek değil
‘zorunluluk’ oldu
Türkiye hidroelektrik potansiyeline ek olarak rüzgar, güneş, jeotermal,
biyokütle gibi yenilenebilir enerji potansiyelinin tamamını kullansa bile 2023
yılına kadar ulaşacağı 500 milyar kWh enerji tüketiminin ancak yarısına
yakınını karşılanabiliyor. Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer
alabilmesi için sürekli enerji üreten nükleer güç santrallerini inşa etmesi bir
seçenek değil, zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor.
Türkiye’nin 2023’te kurulu gücünün 110.000-130.000 MW arasında olması, elektrik tüketiminin 500 milyar kWh
olması öngörülüyor. Türkiye’nin elektrik tüketim talebinin karşılanmasının yanı sıra, Türkiye’nin 2023 yılına kadar,
500 milyar dolar ihracat gerçekleştirmesi, kişi başına 25.000 dolar milli gelire sahip olması ve 2 trilyon dolar milli
gelir ile dünyanın ilk 10 ekonomisine girebilmesi için nükleer enerjiye geçiş zorunlu görünüyor.
Nükleer enerji, Türkiye için enerji arz güvenliğimizin sağlanması, enerji ithal bağımlılığımızın ve cari açığın azaltılması
bakımından büyük önem taşıyor. Fransa’nın petrol (yüzde 99) ve doğal gaz (yüzde 97) ithal oranları ülkemizdeki
gibi yüksek olmasına rağmen, Fransa’nın enerji ithal bağımlılık oranı yüzde 50 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 72
civarında. Bunun temel sebebi, Fransa’da elektrik üretiminde nükleer enerjinin payının yüzde 75 olması.
Akkuyu’da kurulacak nükleer güç santralinin enerji arz güvenliğinin sağlanması ve kaynak çeşitliliğinin artırılması
bakımından önemi ortada. Bu çerçevede, Akkuyu ve Sinop’ta kurulacak Nükleer Santraller dikkate alındığında, yılda
yaklaşık 80 milyar kWh elektrik üretilmesi öngörülüyor. Bu miktarda bir elektriği doğalgaz santralinden elde etmek
için yaklaşık 16 milyar metreküp doğalgaz ithaline karşılık yıllık 7,2 milyar ABD Doları (yaklaşık 13 milyar TL)
ödenmesi gerekiyor. Dolayısıyla, 3 senede sadece doğalgaz ithaline ödenecek para ile Mersin-Akkuyu’da 4 ünite
nükleer santral kurulabiliyor.
90 ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR