Page 11 - TÜRKİYE'DE BANKACILIK & FİNANS
P. 11

Son yedi yıldır, dünya ekonomisinde  nedenleri, hem sabit sermaye yatırımları hem
                  belirsizliğin ve düşük risk iştahının hakim  de tüketimde ivme kaybıdır. Gelir artışını çok
                  olduğu bir dönem yaşıyoruz. Niteliği ve  önemsiyoruz ama makro dengeleri gözeten,
                  yansımaları sürekli değişen gelişmelerin  öngörülebilirlik sağlayan ve en önemlisi
                  son dönemdeki karakteristiği ufkumuzun  güveni tesis eden istikrarlı büyümeyi çok
                  genişlemesine    henüz    imkan    vermiyor.   daha fazla seviyoruz.
                  Büyüme hızı potansiyelin altında, enflasyon
                  beklentisi düşük, reel faiz oranları sıfıra yakın,  Ekonomi geliştikçe bankacılık sektörünün
                  ticaret hacminde artış yavaş seyrediyor, bazı  performansı   daha    da   iyileşmekte   ve
                  ülkelerde deflasyon riski hala var.            bu sayede kendisi büyürken ekonomik
                                                                 faaliyetin büyümesine de destek olmaktadır.
                  Dünya ekonomisinde çöküşü durdurmak ve  Bankacılık sektörünün bilançosu Mart 2015
                  derin bir resesyonu önlemek amacıyla genelde  itibariyle son bir yılda reel olarak yüzde 10
                  parasal genişlemeye dayanan yaklaşımların  oranında artarak 2 trilyon 128 milyar TL
                  artçı şoklarını şimdilerde yaşıyoruz. Şiddetli  olmuştur. Dolar bazında ise son bir yılda
                  dalgalanmalardan     korunmak      amacıyla    yüzde 2 oranında küçülmüştür. Bilançonun
                  özellikle gelişmekte olan ülkeler dalgakıran  milli gelire oranı on yılda ikiye katlanarak
                  özelliğinde  önlemler  almaktadırlar. Bu tür  yüzde 120’ye ulaşmıştır.
                  yaklaşımlar aynı zamanda küresel büyümeyi
                  ve ticareti de yavaşlatmaktadır.               Yüksek büyüme performansımız sayesinde
                                                                 bilanço büyüklüğünün milli gelire
                  Küresel piyasalardaki olumsuz yansımaların  oranında gelişmekte olan ülkeler ortalamasını
                  etkisi   uluslararası  mal    ve    sermaye    yakaladık. Dünya ve AB ortalamasını
                  hareketlerine açık olan ülkemizde çok yönlü  yakalamak için daha fazla gayret etmemiz
                  olarak yaşanmaktadır. Esasen, kamu kesimi  gerekecek.
                  dengesi, demografik yapısı, esnek iç talebi ve
                  bankacılık sektörü ile krizde diğer ülkelerden  Varlıkların  yüzde  63’ü  özel  sektöre  açılan
                  pozitif yönde ayrışmıştır. Sıkı maliye ve  kredilerden, yüzde 15’i ise kamuya açılan
                  para    politikası  uygulamaları    yanında    kredileri   gösteren     menkul      kıymet
                  ihtiyatlı bankacılık önlemleri çerçevesinde    portföyünden oluşmaktadır. Diğer bir değişle,
                  bankacılık    sektörünün     büyümesi     ve   bilançonun dörtte üçü doğrudan ekonomik
                  iç talep dikkatli şekilde ve kırılganlık  faaliyetin finansmanında kullandırılmıştır.
                  olmadan yavaşlatılmıştır. Enflasyona ilişkin  Kredilerin milli gelire oranı ise yüzde 74
                  beklentilerdeki bozulma tersine çevrilmiştir.  düzeyindedir.
                  Cari açık düşmüştür. Kamu borç stokunun
                  milli gelire oranı gerilemiştir. Kamu kesiminin  Likidite maliyetinin yükseltilmesine ve
                  bankacılık   sektöründen     kaynak    talebi  bireysel kredi büyümesinin daha az cazip
                  düşmeye devam etmiştir. Ancak, ekonomi  hale  getirilmesine yönelik önlemler kısa
                  politikasında dikkatli ve ihtiyatlı yaklaşıma  sürede davranışlara yansımıştır. Bankacılık
                  rağmen son dönemdeki gelişmelerden daha  sektöründe  kredi büyüme hızı  Merkez
                  fazla etkilendik. Bunun nedeni bölgemizdeki  Bankası tarafından işaret edilen seviyeye
                  politik, ekonomik ve jeopolitik unsurların  yaklaşmıştır. Sabit kurlarla yıllık kredi
                  iç içe geçtiği zorlu bir dönemin yaşanması,  büyüme hızı son bir yılda 4 puan düşerek,
                  dış talepteki toparlanmanın gecikmesi,  Mart 2015 itibariyle yüzde 19’a yavaşlamıştır.
                  büyümenin yavaşlaması, tasarruf oranının
                  düşük düzeyde olması yanında gelişmekte  Sabit kurlarla, kurumsal kredilerin yüzde 24
                  olan ülkelere yönelen sermaye akımlarının  olan büyüme hızında önemli bir değişiklik
                  azalması hatta çıkış yönünde hareketliliği ve  olmamıştır. Bireysel kredilerin büyümesi
                  piyasalardaki hızlı dalgalanmadır.             ise yüzde 10’a yavaşlamıştır. Yavaşlamanın
                                                                 ana nedeni bireysel kredilerde taksitlerin
                  Milli gelirin büyüme  hızı öngörülenin  sınırlandırılmasıdır. Sabit kurlarla ve yıllık
                  gerisinde  kalmıştır.  Gayri  safi  yurtiçi  hasıla  bazda, KOBİ’lere kullandırılan krediler yüzde
                  büyümesi yüzde 2,9 oranına yavaşlamıştır.  22, büyük işletmelere kullandırılan krediler
                  Talep yönüyle bakarsak, yavaşlamanın ana  ise yüzde 26 oranında büyümüştür.



                                                                               www.time-medya.com 11
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16