Page 65 - Gelecek icin Surdurulebilirlik
P. 65
Küresel kuraklığın daha da derinleşeceği, 2025 yılına kadar dünyada yaklaşık 1,8 milyar
insanın ciddi su kıtlığı yaşayacağı ve dünya nüfusunun üçte ikisinin su sıkıntısı çekeceği
tahmin ediliyor.
Kuraklıklar yavaş gelişmesine rağmen diğer afet türlerinden daha fazla ölüme neden
oluyor. Küresel kuraklığın, 2045 yılına kadar yaklaşık 135 milyon insanı evlerinden edeceği
öngörülüyor.
Her yıl 12 milyon hektar ekilebilir arazi kuraklık ve çölleşme nedeniyle kaybediliyor, bu
durumdan 100’den fazla ülkede 1,5 milyar insan etkileniyor.
BM Gıda ve Tarım Örgütüne (FAO) göre de çölleşmenin yayılması durdurulmazsa, 2030
yılına kadar Afrika’nın ekilebilir alanlarının üçte ikisi kaybedilebilir.
Aşırı kuraklıkla karşı karşıya kalanların sayısı iki katına çıkabilir
Dünya Ekonomik Forumu’nun internet sitesinde yayımlanan ve 125 yılı kapsayan 27 farklı
küresel hidrolojik iklim simülasyonuna dayanan bir araştırmaya göre, aşırı kuraklıkla karşı
karşıya kalan insan sayısının, bu yüzyılın sonuna kadar iki katına çıkabilir.
Araştırmacılar, iklim değişikliği ve kuraklığın, dünyanın üçte ikisinde doğal kaynak
sularının büyük oranda azalmasına neden olacağını tahmin ediyor. 21. yüzyılın sonlarında
ise karaların ve aşırı kuraklıkla karşı karşıya kalan insan sayısının yüzde 3 olduğu 1976-
2005 dönemine nazaran iki kattan fazla artarak yüzde 7-8’e çıkacağı öngörülüyor.
Güneydoğu Asya’da 2015 ve 2018 kuraklıkları 325 milyon insanı etkiledi
UNCCD’ye göre, iklim değişikliğinin etkilerinden kaynaklanan aşırı ve değişken hava
olayları, özellikle “Sahel” olarak bilinen Sahra Çölü’nün kuzey bölümündeki yarı kurak
kesim ve Güney Asya gibi bölgelerde yoksulluğun daha ciddi boyutlara gelmesine yol
açıyor.
Afrika’nın kuru bölgelerindeki ve Karayipler ile Pasifik’teki adalarda kırılgan ekosistemler
de nüfus artışı ve iklim değişikliği ile karşı karşıya. Topraktan verim alınamaması ve su
kıtlığının neden olduğu açlık ve yoksulluk, zorunlu göç ve çatışmalar için zemin oluşturuyor.
Yeni olmasa da çölleşmenin özellikle Afrika için son yıllarda daha da artan bir şekilde
ciddi ekonomi ve kalkınma üzerinde etkilerinin olduğu dile getiriliyor. Afrika’nın güneyinde
önceki yıllarda meydana gelen kuraklık sonucu yaklaşık 40 milyon insan etkilendi.
Her yıl sadece çölleşme sonucu oluşan arazi bozulumu dünya çapında ekonomilere 490
milyar dolar veriyor.
Güneydoğu Asya, ortalama olarak her beş yılda bir meydana gelen şiddetli kuraklıklarla
uzun süredir mücadele ediyor. Uzun süreli 2015 ve 2018 kuraklıkları, yirmi yıl boyunca
kaydedilen en şiddetli kuraklıklar bölgede aynı anda ekilebilir arazilerin yüzde 70’inden
fazlasını ve 325 milyondan fazla insanın hayatını etkiledi. Bölgedeki hiçbir ülke, geçim
kaynaklarının ve gıda güvenliğinin kesintiye uğramasının yanı sıra orman yangınları da
dahil olmak üzere kuraklığın yıkıcı etkilerinden kurtulamadı.
En son veriler, bölge nüfusunun yüzde 15 ila 25’inin tekrarlayan kuraklıklara orta veya
yüksek seviyede maruz kaldığını gösteriyor.
Türkiye 1998’de UNCCD’ye taraf oldu
Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi, 14-15 Ekim 1994’te imzalandı ve
26 Aralık 1996’da resmen yürürlüğe girdi. Sözleşme ile çölleşmenin küresel ölçekte ne
durumda olduğunu ortaya koymak, ülkeleri çölleşme ile mücadele konusunda çalışmaya
teşvik etmek, çölleşmeden etkilenen ülkelerde sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına
katkıda bulunmak, ülkeler arasında bu konudaki iş birliğini geliştirmek çalışmaları
desteklemek için ulusal ve küresel fonları harekete geçirmek amaçlanıyor. Türkiye, 2018
yılı itibarıyla toplam 197 ülkenin taraf olduğu UNCCD’ye, 31 Ağustos 1998’de katıldı.
www.time-medya.com 65