Page 20 - Sürdürülebilir Savunma
P. 20
1950 - 1974
Bu dönemde savunma sanayi alanında dış yardım ve dış alım politikası uygulanmıştır.
1952 yılında Türkiye’nin NATO’ya üye olmasıyla başlayan süreçte ihtiyaç fazlası savunma
teçhizatının müttefik ülkelerce hibe edilmesi, savunma ürünlerinin yurt içinde üretimini
engellemiş, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, giderek artan dış yardımların da etkisiyle
savunma sanayiinin geliştirilmesi için sarf edilen çabalar yavaşlamıştır. TSK’nın yurt
içi siparişlerinin azalmasına bağlı olarak askeri fabrikalar verimliliklerini yitirerek milli
bütçe üzerinde yük oluşturmuştur. Tüm bu sebeplerle askeri fabrikalar, 1950 yılında
kamu iktisadi devlet teşekkülü şeklinde kurulan Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu
(MKEK) Genel Müdürlüğü bünyesine alınmıştır. Örneğin, THK-5A hafif nakliye uçağı üretimi
gerçekleştirerek, söz konusu uçağın ambülans versiyonunu Danimarka’ya ihraç eden Türk
Hava Kurumu (THK) uçak fabrikası MKEK’ye devredilmiş, ancak söz konusu fabrika 1968
yılında tekstil fabrikasına dönüştürülmüştür.
ABD tarafından sağlanan askeri yardımların savunma sanayiinin gelişimi ve ekonomi
üzerinde yaratmış olduğu bu olumsuzlukların yanı sıra Truman Doktrini kapsamında ABD
ile imzalanan anlaşmada yer alan askeri yardım kapsamında sağlanan malzemelerin
amaçlarının dışında kullanılamayacağı yönündeki hüküm 17 yıl sonra Kıbrıs bunalımında
Türkiye karşısına büyük bir engel olarak çıkmıştır.
TSK’nın ihtiyaç duyduğu silah, araç ve gereçlerin geliştirilmesi çabaları, Milli Savunma
Bakanlığı (MSB) bünyesinde 1954 yılında kurulan Ar-Ge Daire Başkanlığı ile birlikte
gündemde tutulmuş, İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1968-1972) nda Diğer harcamalar
içinde Milli savunma harcamaların hızla artan bir nitelik gösterdiğine vurgu yapılmış ve milli
savunma altyapı yatırımları ilk kez gündeme getirilmiş, 1970 yılında MSB Teknik Hizmetler
Dairesi Başkanlığı’nın kurulması ile de savunma sanayisinin geliştirilmesi çabaları yeniden
hız kazanmıştır.
20 SÜRDÜRÜLEBİLİR SAVUNMA VE HAVACILIK SANAYi