Page 47 - Gelecek icin Surdurulebilirlik
P. 47
Kurum, iklim değişikliğinin, küresel ve ciddiye alınması gereken bir kriz olduğunu vurgulayarak,
“Yaşadığımız afetlerin yüzde 91’ini iklim ve iklimle ilişkili olarak tarif edebiliriz.” dedi.
İklim kaynaklı afetler dolayısıyla yaşanan kayıplara işaret eden Bakan Kurum, “Bu kesinlikle
siyasi bir mesele değil, siyaset üstü, herkesin dört elle sarılması gereken bir mesele. Yarın, ileride
yaşayamayacağınız İstanbul, Bursa, Konya, Ankara olursa büyümenin, gelişmenin çok da anlamı
kalmayacak, çünkü yaşayacağınız bir toprak olmayacak. Dolayısıyla büyüme ve gelişmeyi, çevreyi ve
doğayı koruyarak, iç içe yapmak zorundayız. Çevre odaklı, çevre merkezli yapmak zorundayız.” diye
konuştu.
Dünyada ve Türkiye’de yaşanan doğal afetlere ilişkin örnekler veren Kurum, doğal afetler karşısında,
sahada afet anından itibaren tüm kurumların seferberlik ruhu içerisinde etkin bir çalışma yürüttüğünü
anlattı.
Bakan Kurum, etkin bir diplomasiyle yapılan görüşmeler, Bakanlığın müzakere süreci ve ortaya konan
adımların önemine işaret ederek, “Sayın Cumhurbaşkanımız da bu noktada BM Genel Kurulu’nda
Paris Anlaşması’na taraf olacağımızı, onaylayacağımızı tüm dünyayla paylaşmış oldular. Çok ciddi ve
önemli bir adım attık. Ben bu süreci çok çok önemsiyorum.” dedi.
Bu sürecin bir fırsat olacağını belirten Murat Kurum, 2053’te, net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma
hedefine ulaşmak için bu süreci bir kilometre taşı olarak düşünebileceklerini ifade etti. Bakan
Kurum, iklim değişikliğinin artık milletlerarası, ülkelerarası bir sorun haline geldiğini hatırlattı.
Yeşil kalkınma döneminin başlangıcını vermiş oluyoruz
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Paris Anlaşması’nın Meclis’te onaylandığını anımsatarak,
şunları kaydetti:
“Bundan sonraki süreçte de yeni bir dönemin, yeni yeşil kalkınma döneminin başlangıcını vermiş
oluyoruz. Bu hem ülkemiz adına hem dünya adına çok önemli bir süreçtir. Tabii burada şu iki hususun
altını çizmek gerekirse, Türkiye bu anlaşmayı gelişmekte olan bir ülke olarak imzalanmış ve ulusal
katkı beyanı çerçevesinde de adımları atacağını beyan etmiştir. Bundan sonraki yol haritamızda hem
ulusal katkı beyanımız hem de gelişmekte olan ülke olarak tüm sektörlerdeki büyümemizle birlikte
gerçekleşecektir.”
Kurum, tarihte sanayi devriminin 1950’li yıllarda, teknoloji devriminin 2000’li senelerde olduğunu,
ancak Türkiye’nin tam anlamıyla bu devrimlerden istifade edemediğini dile getirerek, “Bugün yeni bir
sürece başlıyoruz. Yeşil kalkınma devrimi süreci başlamaktadır. İnşallah ülkemizde bu yeşil kalkınma
sürecinde, yeşil dönüşüme maruz kalan, etkilenen değil, etki eden, yön veren ve liderlik eden bir
ülke olarak bu süreci takip edecektir. Bu süreçte, istihdam anlamında gençlerimiz en önemli iş
ortaklarımızdır. Gençlerimizle, çocuklarımızla, kadınlarımızla bütün sivil toplum örgütlerinin içinde
olduğu siyaset üstü bir mesele olarak gördüğümüz iklim değişikliği ve iklim değişikliğiyle mücadele
çerçevesinde adımlarımızı atıyor olacağız.” dedi.
Murat Kurum, Türkiye’nin yeni fikirlerin, çevreci teknolojilerin kullanıldığı yeşil kalkınma devrimi ile
iklim ve çevre dostu anlayışla bundan sonra atılacak her adımda, iklimi ve çevreyi merkeze alan, yeşil
kalkınma sürecinden en iyi şekilde istifade eden ülke olacağını söyledi. Bu çerçevede çalışmalarını
yürüteceklerini anlatan Kurum, yenilenebilir enerjide dünyada 12, Avrupa’da 5’inci ülke durumunda
bulunduğunu belirtti.
Bakan Murat Kurum, fosil yakıtların kullanımını azaltacak, emisyon oranlarının sıfırlanmasını 2053’te
sağlayacak adımları da atmaya devam edeceklerini aktardı.
www.time-medya.com 47