Page 55 - Bankacılık & Finans
P. 55
Başlatılan finansal serbestleşme süreci ile para ve kur politikalarının Merkez
Bankası tarafından serbest piyasa ekonomisi ile uyumlu bir şekilde yürütülmesi
için gerekli altyapının sağlanması yönünde önemli adımlar atılmıştır. Aynı
dönemde mevduat ve kredi faizlerinin piyasa koşullarında belirlenmesi de
hükme bağlanmıştır. Ayrıca Türk parası yabancı paralar karşısında devalüe
edilerek sabit kur rejimi terk edilmiştir.
Yine bu dönemde Merkez Bankası Kanunu’nda gerçekleştirilen yasal
düzenlemeler ile Banka, altın ve döviz rezervlerini etkin bir biçimde yönetmekle
yetkili hale getirilmiştir. Bunun yanı sıra Bankanın temel görevlerini ekonominin
temel gereklerine göre ve fiyat istikrarını sağlayacak tarzda yürüteceği
hükmü Kanun’a eklenmiştir. Merkez Bankası 1987 yılında açık piyasa işlemleri
yapmaya başlamış, bu dönemde modern anlamda para ve döviz piyasalarının
kurulmasında öncü rol üstlenmiştir. Bu amaçla, 22 Ekim 1987 tarihinde Banka
bünyesinde Para Piyasaları ve Fon Yönetimi Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
1989 yılına gelindiğinde, 32 Sayılı Karar ile ekonomik birimlerin döviz ile işlem
yapmalarına izin verilmiş ve Türk parası konvertibl ilan edilerek görece daha
esnek bir döviz kuru rejimine geçilmiştir.
1990 yılında Banka, uygulayacağı para politikası programını kamuoyuna ilk
defa duyurmuş ve bu program ile döviz kurları ve faiz oranlarındaki istikrarı
bozmadan piyasanın likidite ihtiyacını karşılamayı hedeflemiştir. Ancak 1991
yılında yaşanan Körfez Savaşı’nın mali sektör üzerinde yarattığı baskı, siyasi
istikrarsızlık, maliye politikasının yeterince sıkı olmaması ve bankacılık
sektörünün kırılgan olması gibi sorunlar 1994 yılının ilk çeyreğinde bir finansal
kriz yaşanmasına yol açmıştır. Yaşanan kriz ile enflasyon oranı 1994 yılında üç
haneli rakamlara ulaşmıştır.
21 Nisan 1994 tarihinde Merkez Bankası Kanunu’nun Hazineye kısa vadeli
avans hesabını düzenleyen maddesinde değişiklik yapılarak Hazinenin Merkez
Bankası kaynaklarını kullanımına sınırlamalar getirilmiştir. 1997 yılında ise
Merkez Bankası ile Hazine arasında imzalanan bir protokol ile 1998 yılından
itibaren Hazinenin Merkez Bankasından kısa vadeli avans kullanmaması
konusunda uzlaşılmıştır.
Merkez Bankası, 1995-1999 yılları arasında döviz kurundaki dalgalanmaları
azaltmayı ve döviz piyasalarındaki spekülatif hareketleri önlemeyi amaçlayarak
mali piyasalarda istikrarı sağlamaya yönelik politikalar izlemiştir. Bu dönemdeki
dışsal şokların etkisiyle ekonomik durumun daha da ağırlaşması üzerine 2000
yılında döviz kuruna dayalı yeni bir ekonomik program yürürlüğe konulmuştur.
Ancak ekonomik programın öngördüğü yapısal değişimin istenilen düzeyde
gerçekleştirilememesi nedeniyle 2000 yılının sonlarında ekonomide bir güven
kaybı başlamıştır. Güven kaybının derinleşmesi ile ortaya çıkan finansal krizin
neticesinde döviz kuruna dayalı istikrar programına son verilmiştir.
www.time-medya.com 55